Kan Şekerinin Ayarlanmasında Karaciğerin Rolu-Substrat (Besin Oğesi), Enzim ve Hormonların Karşılıklı Etkileşimi: Claude Bernard'dan Günümüze Molekuler Düzeyde Elde Edilen Yenilikler
Anahtar Kelimeler:
kan şekeriÖzet
Sağlıklı bireylerde, günün herhangi bir saatinde, yani ister yemekler sırasında ister yemekler arası kısa veya uzun süren açlık dönemlerinde, kan şekeri seviyesi, belirli sınırlar içinde sabit seyretmektedir. Glikoz homeostazı olarak isimlendirilen bu ilginç biyolojik ayar, dört ayrı organın işlevi ile gerçekleşmektedir. Bu organlar, karaciğer, endokrin pankreas, kas ve yağ dokularıdır. Çok yakın bir zamana kadar glikoz homeostazında sadece ilk üç organın rol aldığı kabul edilerek, bunlara DeFronzo, "üçlü yönetim" anlamına "Triomvira" adını vermiştir (1). Daha sonraları, yağ dokusunun glikoregülasyondaki rolünü dikkate alan Reaven (2), European Association for the Study of Diabetes'in geçen yıl (1994) Düsseldorf ' ta düzenlediği 30'uncu Kongresinde , yağ dokusunun önemini, Alexandre Dumas'nın ünlü eseri, "Üç Silahşörler"e sonradan katılan "Dartanyan" benzetmesi ile, "The Fourth Musketeer" olarak belirlemiştir. Kan şekeri homeostazında, endokrin pankreasın, kas ve yağ dokularının , kuşkusuz her birinin, çok önemli iş levleri bulunmakla birlikte, karaciğerin çok özel ve merkezi rolünü kabul etmek gerekiyor. Kan şekeri kaynağı olmanın dışında, karaciğer bu işlevi, gerektiğinde glikozu sistemik dolaşıma vermek veya dolaşımdan almak suretiyle, yerine getirmektedir.