Mangiferin ve Kanser
DOI:
https://doi.org/10.33076/2019.BDD.1203Anahtar Kelimeler:
Mangiferin, kanser, antioksidanÖzet
Kanser, kontrolsüz ve anormal hücre çoğalması ile karakterize bir hastalıktır. Birçok yeni antikanser ilacı piyasada bulunmasına rağmen, çoğu zayıf biyoyararlanım, yüksek maliyet ve amaçlanmayan yan etkilerden dolayı hayati endişelere neden olmaktadır. Bu nedenle kanserin başka yöntemlerle önlenmesi düşüncesi ortaya atılmış ve “kemoprevensiyon” son yıllarda üzerinde en fazla çalışılan konulardan biri olmuştur. Mango olarak da bilinen Mangifera indica, uzun yıllardır Ayurveda ve geleneksel tıbbi sistemlerde kullanılmaktadır. Mangonun ana etken maddesi kabul edilen mangiferin, C-glukozilksanton yapıda çeşitli farmakolojik aktivitelere sahip, doğal bir polifenoldür. Son yıllarda yapılan çalışmalarda, mangiferinin antiinflamatuvar, antikanser, antidiyabetik, antioksidatif, yaşlanma karşıtı, immünomodülatör, hepatoprotektif, antihiperlipidemik, antialerjik ve analjezik etkiler gibi özelliklere sahip, umut verici bir antioksidan olduğu bildirilmiştir. In vitro ve in vivo çalışmalarda farklı kanser tiplerine karşı geniş spektrumlu etkililik göstermektedir. Mangiferinin yapısındaki C-glukozil bağ ve polihidroksi grupları, temel olarak serbest radikal temizleme etkinliğine katkıda bulunur. Ayrıca proinflamatuvar transkripsiyon etmenleri, hücre döngüsü proteinleri, büyüme faktörleri, kinazlar, sitokinler, kemokinler, adhezyon molekülleri ve inflamatuvar enzimleri modüle etme yeteneğine sahip olduğu gösterilmiştir. Bu hedefler potansiyel olarak kanserin başlatılması, ilerlemesi ve metastazını baskılayarak mangiferinin kemoprevensiyon ve tedavi edici etkilerine aracılık edebilir. Ancak, çalışmalarda mangiferinin oral biyoyararlılığının çok düşük olduğu bildirilmiş ve etkileri üzerine bildirilen çalışmalar ağırlıklı olarak kültür hücrelerinde ve kemirgenlerde yürütülmüştür. Mangiferinin daha iyi anlaşılabilmesi için insanlarda daha fazla klinik çalışmaya gerek vardır.