Yutma Bozukluğu Olan Serebral Palsili Çocuklarda Büyüme Yetersizliği ve Beslenme Şeklinin Ebeveynlerin Kaygı Durumu Üzerindeki Etkisi
Anahtar Kelimeler:
Serebral palsi, yutma bozukluğu, beslenme şekli, ebeveyn kaygı durumuÖzet
Amaç: Bu çalışma yutma bozukluğu olan serebral palsili (SP) çocuklarda büyüme, beslenme şekli ve ebeveynlerinin kaygı durumları arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla planlanmıştır. Bireyler ve Yöntem: Çalışmaya en az 3 aydır yutma bozukluğu şikayeti olan, 1-8 yaş arası SP’li çocuklar ve ebeveynleri dahil edilmiştir. Hastaların demografik bilgileri ve beslenme şekline ilişkin bilgiler anket formuyla alınmıştır. Yaşa göre vücut ağırlığı (YAZ) ve yaşa göre boy uzunluğu (YBZ) z-skorları Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)-Anthro programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Yutma fonksiyonunun değerlendirilmesi için Modifiye Baryum Yutma Çalışması (MBYÇ) yapılmıştır. Penetrasyon ve aspirasyon şiddetini belirlemede Penetrasyon ve Aspirasyon Skalası (PAS) kullanılmıştır. Ebeveynlerin kaygı düzeyleri Spielberger Sürekli Kaygı Ölçeği (SSKÖ) kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmaya yaş ortalaması 3.73±2.0 yıl olan 35 erkek (%50.7) ve 34 (%49.3) kız çocuk olmak üzere toplam 69 çocuk hasta dahil edilmiştir. Ortalama YAZ ve YBZ değerleri sırasıyla -1.27±1.89 ve -1.62±2.39 olarak hesaplanmıştır. Başvuru anında çocukların %59.4’ü normal oral diyet ve %7.2’si sıvı-modifiye diyetle beslenirken, %33.3’ü tüple beslenme desteği almaktaydı. Modifiye Baryum Yutma Çalışması’na göre çocukların %55.1’inde oral faz, %52.2’sinde faringeal faz ve %24.6’sında ise özofageal faz (motilite) sorunları olduğu saptanmıştır. Kaygı ölçeğine göre ebeveynlerin sürekli kaygı görülme sıklığı ve sürekli kaygı düzeyi ortalaması sırasıyla %78.3 ve 44.7±8.54 olarak belirlenmiştir. Hastaların başvuru anındaki beslenme şekli ile ebeveynin sürekli kaygı durumu arasında anlamlı bir ilişki olduğu (p=0.02) saptanmıştır. Sonuç: Erken çocukluk döneminde olan ve yutma bozukluğu şikayeti bulunan bir grup SP’li çocuk üzerinde yapılan bu çalışma, çocukların yarıdan fazlasında yutmanın oral ve faringeal fazında sorun olduğunu göstermiştir. Yutma sorunları ve beslenme güçlüğünün çocuğun beslenme şeklini etkilediği ve bu durumun çocuğun bakımından sorumlu ebeveynlerde daha yüksek kaygı durumu ile ilişkili olduğu belirlenmiştir.