Koroner Anjiyografi Uygulanacak Hastalarda Beslenme Durumu ile Kardiyovasküler Risk Etmenleri Arasındaki İlişkinin Değerlendirilmesi
Anahtar Kelimeler:
Beslenme, koroner arter hastalığı, kardiyovasküler risk etmenleri, metabolik sendromÖzet
Amaç: Bu çalışma, koroner anjiyografi işlemi uygulanacak yetişkin bireylerin beslenme durumu ile kardiyovasküler risk etmenleri arasındaki ilişkiyi değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Bireyler ve Yöntem: Kasım 2014- Şubat 2015 tarihleri arasında Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi’nde koroner anjiyografi işlemi uygulanan 30 yaş ve üzeri 58 kadın 42 erkek toplam 100 hasta üzerinde yürütülmüştür. Bireylerin kişisel ve demografik özellikleri anket formu ile sorgulanmış, antropometrik ölçümleri alınmış, bazı biyokimyasal parametreleri analiz edilmiştir. Koroner anjiyografi işlemi sonrası koroner arter hastalığı (KAH) tanısı alan ve almayan (normal koroner arter) (NKA) olmak üzere katılımcılar iki gruba ayrılmış ve beslenme durumu ile ilişkili kardiyovasküler risk etmenleri açısından değerlendirilmiştir. Bulgular: Yaş ortalaması KAH grubundaki bireylerin 59.9±9.11 yıl, NKA grubundaki bireylerde ise 57.0±6.76 yıldır. Bel/kalça oranı (BKO) KAH grubundaki erkekler için 1.01±0.04, kadınlar için 0.96±0.08, NKA grubundaki erkekler için ise 1.02±0.01, kadınlar için 0.99±0.06 olarak saptanmıştır. NKA grubundaki kadınların %72.7’si, erkeklerin %85.7’si, KAH grubundaki kadınların %77.8’i, erkeklerin %85.7’si yaşla ilgili kardiyovasküler hastalık riski taşımaktadır. Risk KAH grubundaki kadınlarda en yüksek bel çevresi (% 97.2), en düşük ise sigara içmeyle (%8.3), KAH grubundaki erkeklerde ise en yüksek bel /kalça oranı (%91.4) ile ilgili bulunmuştur. NKA grubunda tüm kadınlarda bel çevresi ve bel kalça oranı riskli saptanmıştır. NKA grubundaki erkeklerde bel/kalça oranı %100.0 riskli iken diyabetle ilgili risk ise %14.3 saptanmıştır. Tüm bireylerin %76’sında Metabolik sendrom (MetS) var iken, %24’ünde MetS bulunmamıştır. KAH grubundaki bireylerin %76.3’ü NKA grubundaki bireylerin %23.7’sinde MetS gözlenmiştir. Gruplar arası bu farklılık istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Sonuç: Kardiyovasküler hastalıklara ilişkin risk etmenlerine dair halkın bilinç ve farkındalık düzeyinin yükseltilmesi, bu hastalıklara neden olan risk etmenleriyle etkin mücadele bu hastalıktan korunmada uygun medikal tedavinin yanında uygulanacak beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri sağlığın geliştirilmesi için en önemli basamaktır.